HAYIT OTU ÇAYININ FAYDALARI VE YAN ETKİLERİ

HAYIT OTU ÇAYININ FAYDALARI VE YAN ETKİLERİ

Hayıt tohumu çayı, vücuttaki hormonlar üzerinde etkileri olduğu bilinen ünlü bir bitkisel ilaçtır. Bilimsel olarak Vitex Agnus Castus olarak bilinen, hayıt ağacının meyvesi kadınlarda östrojen salgılanmasını uyaran ve bazı durumlarda erkek cinsel isteğini bastıran güçlü enzimlere ve bileşiklere sahip olduğu bilinmektedir. Bu çay yüzyıllardır geleneksel olarak kullanılmaktadır, ancak vücut üzerindeki tam etkileri, özellikle de antioksidan özellikler gibi kadın üreme sağlığı dışındaki etkileri üzerine tartışmalar devam etmektedir.

HAYIT OTUNUN İÇERİĞİNDEKİ BİLEŞENLER

Flavonoidler (kastisin, kaempferol, orientin, quercetagetin ve isovitexin): Bunlar çeşitli fındık, meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunan bitki pigmentleridir. Bu kimyasallar, anti-inflamatuar, antioksidan ve anti-viral özelliklere sahiptir.

Uçucu yağlar (limonen, sineol, pinen ve sabinen): Bunlar, yaban mersini (ve diğer meyveler) kokusunu ve lezzetini veren doğal olarak oluşan kimyasallardır. Uçucu yağ karışımları, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürmedeki potansiyel etkileri nedeniyle aromaterapide sıklıkla kullanılır.

Anti-inflamatuar bileşikler: Bu bileşiklerin, yan etkileri çok daha az olan NSAID’ler gibi iltihaplanma tedavisinde benzer etkinliğe sahip oldukları bildirilmiştir.

HAYIT OTU ÇAYININ SAĞLIĞA FAYDALARI

Akne (Sivilceler): Genellikle, bu çay akne semptomları için topikal olarak tüketilir. Hormonları hafifçe düzenleyerek akne riskinizi azaltabilirken, topikal uygulama iltihabı doğrudan yatıştırabilir.

Premenstrüel Sendrom (Adet Öncesi Sendrom): Bu çayın hormon dengeleyici etkileri, ağrılı adet krampları, ruh hali değişimleri veya adetle ilgili diğer sorunları olan kadınlar için rahatlama sağlayabilir.

Kadın Doğurganlığı ve Adet Döngüsü Bozuklukları:

Almanya’da, hayıt out çayı luteal faz bozukluklarını tedavi etmek için kullanılır. Luteal faz bozukluğu ile kısalan adet döngüsünün ikinci yarısı kastedilmektedir.

Luteal faz bozukluğuna esas olarak adet döngüsünün ilk aşamasındaki progesteron eksikliği neden olur. Amenore adı verilen bir başka adet döngüsü bozukluğu adet görmeme durumudur. Bu duruma, sürekli hormon dalgalanmaları, tiroid bozukluğu, hipofiz tümörü, erken menopoz ve hamilelik neden olabilir. Bu iki durumda da hamile kalmak oldukça zor ya da imkansızdır.

Luteal faz bozuklukları, amenore ve nedeni bilinmeyen kısırlığa sahip 96 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada, hayıt otu çayı plaseboya kıyasla gebelik oranlarını artırdığı görülmüştür. Hamilelik, 3 aylık bir süre boyunca hayıt tüketen hastalarda iki kat daha fazla olduğu gözlemlenmiştir.

Bu etkilere muhtemelen, progesteron eksikliklerini hafifleterek hamileliğe ulaşmaya yardımcı olan progesteron düzeylerinin normalleştirilmesi aracılık etmiştir.

Ayrıca, hayıt tüketen kadınlar daha düzenli bir adet döngüsü yaşayabilirler. Hiperprolaktinami (normal prolaktin düzeyinin daha yüksek olması durumu) 52 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada, hayıt tohumu çayının düzensiz dönemleri iyileştirdiği ve doğurganlığı artırdığı gözlemlendi. Bunu, prolaktin seviyelerinin normalleştirilmesiyle sağlandığı tespit edildi.

Migren: PMS ve migreni olan 100 kadınla yapılan 3 aylık bir çalışmada, hayıt tedavisi, hastaların %42’sinde aylık migren sıklığını %50’den fazla azaltmıştır. Ayrıca, hayıt verilen hastaların %57’sinde, baş ağrısı olan aylık günlerin sıklığı %50’den fazla daha düşük olduğu bulunmuştur.

HAYIT OTUNUN OLASI YAN ETKİLERİ

Bu yan etkiler çoğunlukla Hayıt otu tabletleri alındığında ya da çayı çok miktarlarda tüketildiğinde görülen yan etkilerdir. Olası yan etkileri, adet dönemleri arasında kanama, ağız kuruluğu, saç dökülmesi, baş ağrısı, kaşıntı, hafif sindirim bozukluğu, mide bulantısı, hızlı kalp atışı ve deri döküntüsü.

Hamile veya emziren kadınlar tarafından Hayıt otu kullanımından kaçınılmalıdır. Ek olarak, hormona duyarlı durumları (endometriozis, rahim fibroidleri ve meme, yumurtalıklar veya prostat kanserleri gibi) olan kişiler, doktora danışmadan kullanmamalıdır.

Ayrıca Hayıt tohumu, nörotransmiter dopamin düzeylerini etkileyebileceğinden, Parkinson hastalığı, şizofreni veya dopamin seviyelerinin etkilendiği herhangi bir hastalığı olanlar tarafından kullanılmamalıdır.

Benzer Yazılar
Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir